Karalığı kimse sevmez. Bazen görmek istemediklerimizi gizler. Bazen ise görmek için can attıklarımızın karanlık içinde kaybolur gider.
Hayatın süreçleri içinde bazen karanlık kuyulara düşeriz. Dipsiz ve sessiz. Nasıl olur ve orada ne işimiz vardır bilemeyiz. Tek gerçek karanlık kuyudur. Kuyu karanlıktır.
Değişmeyen gerçeğin kuyu ve bizim içindeki fiziksel konumumuz olduğudur.
Karanlıktır içindeki bulunduğumuz yalnız kuyular.
Görmek ya da fark etmektir mesele kuyunun varlığını. Dönüm noktaları oralardadır. Belki de kuyuya düşüp yüzleşmekte olabilir kendinle. Cesaret ister ama karanlık kuyuda bir başına kalmak.
Zaman kavramını yitirmek. Algının açık olduğu zamanın olmadığı bir dilim.
Çekilecek çile değil.
—
İmaj: Wikimedia.org
Bir de o kuyuları inşa edenler var…