İstanbul‘da yaşayanlara sesleniyorum! Tüm hafta içi ofiste ve mesai bitimi trafikte tıkılıp kaldıktan sonra yeter bu şehir dediğiniz vakit, eve gitme değil dışarı çıkma vaktidir. Gezmeye niyeti olmayanlar ilk iki cümleyi okuduktan sonra elenmiştir diye tahmin ediyorum, biz bize kaldığımıza göre şimdi gelelim hafta sonu gidilebilecek rotamıza…
İstanbul’a yaklaşık dört saatlik mesafede olan Zonguldak. Zonguldak mı? Ne yapılır ki o kara şehirde demeyin, yapabileceğiniz pek çok şey var. Eğer bir gece konaklamalı bir gidiş yapıyorsanız, Zonguldak’ta kalıp dönebileceğiniz bir plandan bahsedeceğim. Ancak daha uzun bir seyahat planlıyorsanız, Zonguldak sizin için sadece bir durak olur; sonrasında Amasra ve Safranbolu gibi güzellikler de var. Ama bu yazının konusu bir gece konaklamalı hafta sonu Zonguldak seyahati.
Seyahatinizde ilk durağınız, otobandan Düzce sapağından çıkıp ulaşacağınız Akçakoca olacak. Düzce’nin içinden geçerken ilginç tasarımlı minareleri olan camileri kaçırmayın derim. Düzce’yi geçtikten sonra Batı Karadeniz seyahatlerini anlamlandıran yemyeşil doğayla karşılaşacaksınız. Hafif yağurlu havalarda yeşilin tonu daha bir canlı daha bir rahatlatıcı oluyor. Akçakoca’ya yaklaştığınızda Karadeniz sizi uzaktan karşılıyor. Akçakoca, yaz dönemlerinde deniz tutkunlarının tercih ettiği sempatik bir durak. Merkezinde güzel bir kahvaltı edebilir veya taze balık yiyebilirsiniz. Ardından yönünüzü doğuya çevirip Karadeniz Ereğlisi’ne doğru yola çıkın. Karadeniz Ereğlisi’ne giderken bolca tünelden geçtiğiniz dağlar, orman ve deniz manzaralı keyifli bir yolculuk yapacaksınız.
Karadeniz Ereğlisi’nde görülmeye değer en meşhur yerlerden biri Cehennem Ağzı Mağaraları. Acherone mitolojide Akeron olarak da bilinen bu mağaralar, efsaneye Herkül’ün Hades’in ülkesine ulaşmak için kullandığı yolmuş. Karadeniz Ereğlisi’nden sonra çok uzun mesafeli olmasa da yol yapım çalışmaları olabilir, dikkatli olmanızda fayda var. Sonrasında Zonguldak’a varacaksınız.
Zonguldak biraz karanlık bir şehir ama yokuşları, demiryolları ve deniz kıyısıyla gerçekten farklı bir atmosfere sahip. Açıkçası kendimi tarihte yolculuk yapmış gibi hissetmemi sağladı. Zonguldak’a ulaştığımızda öğle yemeği için esnafa nerede yemek yenir diye sorduk. Yoğun önerilerin üzerine yemeğimizi, Ferah Lokantasında yemeye karar kıldık. Ferah Lokantası, iki katlı küçük bir esnaf lokantası. Çalışanları son derece güler yüzlü, eğer sorarsanız size şehrin gezilip görülecek yerleri üzerine detaylı bilgi ve yol tarifi veriyorlar.
Geç gelen bir tavsiyeyle liman tarafında çok güzel iskorpit çorbası olduğunu öğrendik ancak yeme fırsatımız olmadı. Denerseniz bize de haber verin, gerçekten anlatıldığı kadar lezzetli mi? Biz gidemedik ama Filyos ve Gökgöl Mağarası gidilecek yerler arasında. Ankara yolu üzerinde Zonguldak’ın çıkışından 3 km sonra Gökgöl Mağarası Türkiye’nin en büyük mağara komplekslerinden biri. Mağara akşam 6’ya kadar ziyaretçilere açık. Ankara yönüne aynı yoldan devam ettiğinizde Gökçebey karşınıza çıkıyor. Burada Çanakcılar Özel Etnografya ve Arkeoloji Müzesi var. Girişte kapıdaki arkadaşlar nereden geliyorsunuz, ne iş yapıyorsunuz gibi sorular soruyorlar. Hemen hemen hiç ziyaretçisi olmayan müze ziyaretinin ardından aynı kompleksin içinde yer alan hayvanat bahçesini de eğer kafesteki hayvanların çaresizliğini görmeye dayanabiliyorsanız gezebilirsiniz.
Gökçebey’de Anıt Ağaç tabelasının ilgimizi çekmesiyle müzeden yaklaşık 5 km sonra Veyisoğlu köyünde Kocameşe mevkiindeki palamut meşesi Anıt Ağaç’ın yaklaşık 500 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Ancak ağaca giden yol oldukça karışık, biz kaybolduk siz kaybolmayın; yolda gördüklerinize sorun. Gökçebey’den sonra tekrar Ankara yönüne devame derek Devrek’e varabilirsiniz. Devrek’in en meşhur yerlerinden biri Bastoncular Çarşısı. Baston üretimi ve satışının yapıldığı, karşılıklı dükkanlardan oluşan küçük bir çarşı. Van Ahlat ile beraber Devrek, baston sanatının önemli isimlerinden. Buradan hoş hediyelik eşyalar da almanız mümkün, elbette fiyatlar İstanbul’a oranla oldukça makul. Çarşının sonuna doğru yer alan dükkanlardan biri olan Abdullah Usta’dan bir miktar alışveriş yaptık ve kendisi bize üzerine adlarımızı yazarak bir anahtarlık hediye etti.
Bu bölgede Filyos da gezilecek yerler arasında, vakit kalırsa uğrayabilirsiniz. Ayrıca Yedigöller bölgesinde de hem milli park var hem de rafting yapma şansınız bulunuyor. Zonguldak merkezde konaklayabileceğiniz kent otelleri olmakla birlikte Dedeman da manzarası itibariyle çok güzel bir tesis kurmuş. Biraz pazarlıkla ortalama bir fiyata kalma şansınız oluyor, otelin yanındaki alışveriş merkezinin içinde küçük bir balkonu olan Selanik Kahvecisi var. Burada da tatlı ve kahve eşliğinde günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
Zonguldak şehir merkezinde sanırım benzin istasyonları pek yok, çünkü İstanbul’a dönerken yol üstünde beş ayrı benzin istasyonunu yan yana görmek, rekabetin böylesi dedirtti. Son olarak, Zonguldak sakinleri ve esnafı son derece yardımsever ve güleryüzlü. Sorduğunuz her soruyu önemsiyor, ellerinden geldiğince yardım edebilmek için size vakit ayırıyorlar. İstanbul’un telaşlı atmosferinden sonra hiç tanımadıkları halde size vakit ayıran insanlarla iletişim kurmak gerçekten ilaç gibi geliyor.
Şimdiden keyifli gezmeler.
No comments yet... Be the first to leave a reply!